Ünsüz Yumuşaması
Sözcüğün sonunda p, ç, t, k sert ünsüzleri bulunan bir sözcüğe ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde sert ünsüz yumuşayarak b, c, d, g, ğ ünsüzlerine dönüşür ve bu ses olayına ünsüz yumuşaması denir.
Değişim
- p → b
- ç → c
- t → d
- k → g/ğ
Örnek(ler)
- ağaç → ağaca
- çok – u → çoğu
- denk – im → dengim
- çorap – ı → çorabı
- kavak – ı → kavağı
- çelenk – i → çelengi
- at – ım → adım
- yut – um → yudum
- ak – ar – dı → ağardı
- aç – ık – tı → acıktı
- geç – ik – mek → gecikmek
- çocuk → çocuğu
- senet → senedin
- dolap → dolabın
- ekmek → ekmeği
- kitap → kitabım
- tüfek → tüfeği
- diyalog → diyaloğu
- almak → almağa
- borç – um → borcum
- kalp – i → kalbi
- kurt – un → kurdun
- denk – im → dengim
- renk – i → rengi
- kepenk – i → kepengi
- cep – i → cebi
- kap – ı → kabı
- çok – u → çoğu
- taç – ı → tacı
- yurt – u → yurdu
Not: Bazı durumlarda g harfi ğ harfine dönüşebilir.
Yabancı sözcüklerin bazıları yumuşamaz
- ahlâk-ım, merak-ımı, anket-in, sanat-ı, millet-e, devlet-in, sürat-i, hakikat-in, tazyik-i, hukuk-un, evrak-ı, şiddet-i, hürriyet-i, sepet-i
Özel isimlerde yumuşama gösterilmez
- Gemlik’e (okunuşu: gemliğe), Ahmet’i (okunuşu: ahmedi), Karabük’ü (okunuşu: karabüğü), Mehmet’in (okunuşu: mehmedin), Sinop’a (okunuşu: sinoba)
Bazı tek heceli sözcüklerin sonundaki sert ünsüzler yumuşamaz
- ip-e, suç-u, et-e, ak-ı, at-a, ok-u, aç-ı, tok-a, alt-ında, birik-en, acık-an, lig-in, org-um, üç-ü, iç-i, küp-ü, çit-in
Bazı Türkçe kökenli sözcüklerde yumuşamaya aykırılık söz konusudur
- yakıt-a, yaşıt-a, kesit-i, yanıt-a
Türkçe dilinin geniş kullanımı nedeniyle birçok kural bulunur. Bu yükümlülükler dilin gereğince ortaya çıkmıştır. Anlam kaymaları yaşanmaması için ve telaffuzda sorunlar meydana gelmemesi adına ortaya çıkmıştır. Türkçe dilinde önemli kurallarda veya olaylardan biri de ünsüz yumuşaması adı verilen durumdur. Belli şartlar oluşması halinde ünsüz yumuşaması veya diğer adıyla sessiz yumuşaması karşımıza çıkar. Ünsüz yumuşaması kavramında sert ve yumuşak sessiz harfler önem teşkil eder. Sert ünsüz veya sessiz harfler p, ç, t, k harfleri olarak karşımıza çıkar. Yumuşak sessiz harfler ise b, c, d, g, ğ harfleri olarak bulunur. Kelimelerin sonunda sert ünsüz olması halinde kuralın ilk aşaması tamamlanmış olur. İkinci kısımda ise gelecek ekin ünlü ile başlaması gerekir.
Genellikle yapım ve çekim eki geldiğinde yumuşama durumu görülür. Sert ünsüz ile biten kelimeye sesli harf başta olmak üzere gelen ek sonucunda ünsüz yumuşaması görülür. Örnek vermek gerekirse “yemek” kelimesine -e eki geldiği durumu ele alalım. Kelime yemek -e yerine “yemeğe “ haline dönüşür. Kelimenin sonunda bulunan -k harfi yumuşayarak -ğ harfine dönüşür. Aynı şekilde “gezmek” kelimesi -e ekinde “gezmeğe” olacaktır. Başka örnekte “yumruk” kelimesine -a eki geldiğinde “yumruğa” olur. Günümüzde ve dilimizde en yaygın kullandığımız kelimelerden biri olan “ağaç” kelimesine -a eki geldiğinde “ağaca” şekline döner. Burada -ç harfinin -c harfine değişimini görürüz. Bu durum genel olarak iki sert ünsüz harfin iki ünlü harf arasında kalması sonucunda oluşur.
Ancak aksi durumlarda görülmektedir. Kelime sonunda iki ünsüz harf bulunması halinde de yumuşama durumları görülebilir. Bu duruma örnek olarak “borç” kelimesini baz alırsak -um eki gelmesi halinde borç -um yerine “borcum” haline evrilir. Aynı şekilde gündelik hayatımızda çok kullanılan “kalp” kelimesi -im eki aldığında “kalbim” şekline dönüşür. Kelimenin özünde bulunan -p harfi -b harfine dönüşerek yumuşama yaşar. Yaygın kullanılan kelimelerden renk kelimesi rengi veya renge haline, kurt sözcüğü kurda veya kurdu haline, denk kelimesi denge veya dengi versiyonlarına dönerek yumuşar. Ünsüz yumuşaması kullanımı istemsiz şekilde dilin söyleniş şekliyle yerine oturmaktadır. Ünsüz yumuşaması için ekstra çaba gayret etmeye gerek yoktur. Çünkü kelime zaten söylenirken yumuşama yaşamış haline dönecektir.
Ünsüz yumuşamasının görülmediği istisnai bazı kelime grupları bulunmaktadır. Yabancı kökenli olması veya kendi yapıları gereğince ünsüz yumuşaması görülmez. Örnek vermek gerekirse “ahlak” kelimesine -ım eki gelmesi halinde “ahlakım” halinde karşımıza çıkar. Ünsüz yumuşaması olsaydı ahlağım şekline dönerdi. Ancak kelime yumuşama yaşamayarak “ahlakım” olarak kullanılır. Aynı şekilde “merak” kelimesine -ım eki geldiğinde merakım veya merakımı şekline dönüşür. Kelimede ünsüz yumuşamasına rastlanmaz. Buna benzer olarak sanat kelimesi sanata veya sanatı haline, sürat kelimesi sürati haline, hakikat kelimesi hakikatin versiyonunda kalır. Herhangi bir yumuşama işlemi olmaması nedeniyle ünsüz yumuşamasına rastlanmaz.
Farklı durumlardan birisi de özel isim konusudur. Özel isimlerde gelen ekler sonucunda yumuşama sadece telaffuzda olur. Yazılış kısmında yumuşama olmasa da telaffuz ve söyleniş kısmında yumuşak şekilde söylenir. Örnek vermek gerekirse “Dilek” ismini ele alalım. Özel isim olan halinde Dilek’i şeklinde yazılırken söyleniş şekli Dileği olacaktır. Fakat Dilek kelimesi hem özel isim olan hemde normal şekilde kullanılan kelimelerden biridir. Özel isim olmadığı durumlarda cümle içinde de “dileği” şeklinde yumuşak halde kullanılır. Aynı şekilde Ahmet kelimesine -i veya -e eki geldiğinde “Ahmet’i“ veya “Ahmet’e” şeklinde yazılır.
Ancak söyleniş aşamasında Ahmedi ve Ahmede gibi söylenir. Özel kelime olması sebebiyle yazılış kısmında yumuşama yapılmaz. Bu durumu özel isme saygı olarakta düşünmek doğru olacaktır. İsminden anlaşılacağı üzere isimlerin özel olması nedeniyle değişiklik yazılış sırasında yapılmaz. Aynı durum şehir veya semt özel isimlerinde de geçerlidir. Örnek olarak Gemlik, Mamak gibi yerler verilebilir. Son olarakta ünsüz yumuşaması tek heceli kelimeler üzerinde pek fazla görülmemektedir. Örnek olarak alt kelimesi ek aldığında yumuşama olayına uğramaz. Yine tek heceli kelimelerden ip kelimesinde de durum aynı şekilde karşımıza çıkar. Nadir olarak tek heceli kelimeler üzerinde ünsüz yumuşaması görülse dahi genel olarak tek heceli kelimelerde yumuşama olayına rastlanmaz.